alevi islam logo
alevi islam logo
ALEVİ İNANCINDA HIZIR

ALEVİ İNANCINDA HIZIR

08.02.2022

Zulmet deryasını nur edip gelen
Hızır İlyas şah-ı Merdan Ali’dir
Gariban, mazlumun halini bilen
Hızır İlyas şah-ı Merdan Ali’dir.

  Aleviler binlerce yıldır kendi inançları ve kültürleri insanları bir arada tutmuştur.

  Toplumlar değerleriyle, gelenek ve görenekleriyle ayakta kalırlar ve kendilerini geleceğe taşıyarak varlıklarını sürdürürler.
Her inancın kendine özgü kutsal günleri vardır. İçinde bulunduğumuz günler de bizler açısından işte böyle kutsal kabul edilen Hızır günleridir.

  Hızır, Anadolu’dan Orta Asya topluluklarına, Mezopotamyaya ve Balkanlara kadar dünyada farklı coğrafyalarda farklı motiflerle anılmıştır.

  Hızır, çağrıldığında zor durumda olanların, dara düşenlerin yardımına koşan, diyar diyar dolaşarak insanları koruyan, kollayan ve doğru yolu gösteren ölümsüz bir Veli, bir Nebi veya Ulu bir evliya olarak tanımlanır. Ayrıca tabiata can veren bereketin simgesi, baharın müjdecisi manevi bir güç olarak kabul edilir.

  Alevi inancında çok yönlü ve köklü bir yere sahip olan Hızır, Hakkın yeryüzündeki tezahürüdür.

  Hakk’ın yeryüzünde insan sıfatına bürünmüş halidir. Hakk’ın insan sıfatında kendini yansıtmasıdır. Hızır, inancımızda Şah-ı Merdan Ali ile özdeşleştirilmiştir. Erenler ve evliyalar ile gelip insanlara doğru yolu göstererek umut kaynağı olmuştur. Hızır ölümsüzlüğün sırrına ermiş insan-ı kamildir.

Hızır ile ilgili çeşitli inanışlar ve anlatımlar mevcuttur.
Hızır ile İlyas’ın abu hayat suyunu bulmaları, ölümsüzleşmeleri gibi
Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın birlikte yolculuğu ve kuru balığın canlanması
gibi inanışlar bunların başında gelir. Bunların batini açıdan yorumlandığı zaman daha da anlam kazanır.

Alevi İnancında Hızır Orucunun Ortaya Çıkışı,

•İmam Hasan ile imam Hüseyin’in hastalanmaları dolayısıyla, Hz. Muhammed’in isteği üzerine Hz. İmam Ali ve Hz. Fatma ananın 3 gün oruç tutmaları ve 3 gün boyunca kapıya gelen misafire lokmalarını vermeleri sonucu İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in hastalıktan kurtulması, gibi kuşaktan kuşağa günümüze kadar aktarılan inançsal olgulara dayandırılır.

*Hızır günlerinin başlangıcı yöresel olarak farklılıklar gösterebilmektedir.

Örneğin; Dersim coğrafyasında Aralık ayının üçüncü haftasında başlayıp yer yer Ocak ayının ilk haftasına kadar süren ve 15 güne kadar yayılan zaman dilimine Gağand adı verilen tarihsel kökenleri çok eskiye dayanan Gağand geleneği (Khal İhtiyar Gağan) eski yılın uğurlanması, yeni yılın başlangıcıdır. Dersim’in birçok bölgesinde Gağand’dan itibaren Hızır takvimi başlar. Bu aydan itibaren Pirler, taliplerini gezmeye başlarlar.

  Hızır günlerinde pirler talipleriyle buluşur. Cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır, kömbe ve kavutlar yapılır, Delil uyandırılır, Hızır lokmaları dağıtılır, türbeler, mezarlar ziyaret edilir. Hızır mekanlarına gidilir.

Hızır Orucu Tarihleri,

  Hızır orucu tarihleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde değişiklikler gösterse de özellikle son yıllarda yaşanan göçler ve kentleşme bu durumun büyük oranda değişmesine neden olmuştur. Birçok yörede alevi örgütlü kurumlarının da etkisi ve ortak talepleriyle artık belirli bir tarihte, yani her sene şubat ayının ikinci haftasına denk gelme ve Dolayısıyla HIZIR ORUÇLARI 13-14-15 ŞUBAT tarihlerinde tutulmaktadır.

  4 farklı haftaya yayılırdı. Bu durum coğrafi şartlar ve pirlerin talipleriyle buluşabilmesiyle ilgili bir alakalıydı. Anadolu’da eskiden dedeler, pirler, rehberler, tüm taliplerini genellikle yürüyerek dolaşmak zorunda kaldıklarından dolayı tüm köylere ve taliplere aynı gün veya aynı hafta ulaşmaları mümkün olmadığı için Hızır orucu yörelere göre değişiklik göstermiştir.

  Oruçlar bazı yörelerde 3 gün bazı yörelerde 7 gün tutulur. Hangi gün tutulursa tutulsun önemli olan Niyettir.

ALEVİLERDE HIZIR KÜLTÜRÜ VE RİTÜELLERİ

  Halk inanışlarda Hızır; umudun, geleceğin, kimsesizliğin simgesidir. Hızır ermiştir, derviştir, kurtarıcıdır. Dardaki, Zordaki canın yardımcısıdır. Yolda kalmışların rehberidir. Ölümsüzlük suyu içmiştir, nurdur ve ölümsüzdür. Hızır, halkın inanış dünyasında var ettiği sosyal olgu, olabilirlik, umut dünyası ve beklentilerin adıdır. Hızır düşüncesi ve inancının temelinde yoksullara, kimsesizlere, gariplere yardım vardır. Yaşanılan hayatın düşüncede tohumlanmasıyla oluşan toplumsal haykırış, inanca dönüşerek binlerce yıl halk psikolojisinde yer eder. Bu haliyle Hızır yoksul ve garibin, kimsesiz, öksüz ve yetimin sesidir. Orta Doğu’dan Orta Asya’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya kadar geniş bir coğrafyada, Hızır ile ilgili pek çok inanış vardır. Adı Hızır olmasa da mitolojik verilerden kutsal din kitapları Tevrat, İncil ve Kuran’daki ayetlere kadar, Hızır’ın varlığı konusu hep tartışılmıştır. Pek çok anlatma (efsane, hikâye, destan gibi) ve inanışta Hızır ile karşılaşılır. Türkiye’de Hıdırellez Bayramı, Kazakistan’da Nevruz Bayramı ve Azerbaycan da Hızır Nebi Bayramı gibi bayram ve törenlerin asıl objesi ve başlangıç noktası Hızır’dır. İnanışlara bağlı olarak Hızır’ın yeryüzüne gelmesi ile bahar gelmekte, toprak canlılık kazanmakta, hayvanlar ve insanlar bolluğa kavuşmaktadır. Hızır zaman ve mekânın, Alevi yol, edep, inanış ve erkânının Hz. Ali ile birlikte, en önemli kutsallarından biridir. Allah (Hak) adına yapılan yeminlerin hemen hepsi Hızır adına da yapılır. Kuran’ın Kehf suresinde yer alan Hz. Musa’ya rehberlik eden eren/veli “kullardan bir kul” ifadesi onun üstünlüğünü gösterir. Tanrı, pek çok inanma veya uygulamada doğrudan doğruya Hızır veya Hz. Ali’de zuhur eder, onlarda kendini gösterir. Aleviler arasında, belirli takvim içinde doğrudan doğruya Ali adına adanmış oruç, cem, lokma, ay veya günler yok iken, Hızır adına adanmış Hızır orucu, Hızır cemi, Hızır kurbanı, Hızır lokması, Hızır kavutu, Hızır dilekleri gibi ritüel inanış ve uygulamalar ile onun adına adanmış kutsal günler ve ay vardır. Bütün bunlar Aleviler arasındaki Hızır ve Hızır kültürünün, düşünülenin çok ötesinde Tanrısal özelliğinin varlığını göstermektedir. Orucun tutulduğu, cemlerin yürütüldüğü, kurbanların tığlandığı ve lokmaların dağıtıldığı bu günler yaklaşık olarak 30 günlük zaman dilimi içinde gerçekleşir ki buna da Hızır günleri ve Hızır ayı denir.

 

  Yazılı kaynaklara, baktığımız zaman ve kaynak kişilerin verdiği bilgilere göre kültür ve inanış evreninde Hızır üzerine pek çok inanış, söz, düşünce, akıl yürütme görülür. Hızır’ın farklı adlarla semavi dinlerden Hristiyanlık’ta da var olduğu düşünülür. Kimi inanmalara göre İlyas adında bir kardeşi vardır. Her yıl 5 Mayıs’ta, kardeşi İlyas ile bir araya gelerek doğaya can verir. Bununla birliğin, kardeşliğin önemi vurgulanır. Kazak inanmalarında 21 Mart gecesi gökten inen Hızır, elindeki asa ile doğaya can verir, ısı verir, böylece bahar gelir. Azerbaycan’da Hıdır Nebi veya Hıdır-Zinde bayramı Şubat ayının 5, 9 ve 15’inde 3 defa kutlanır. Türkiye Alevileri arasında bölgelere göre farklılık gösterse de Hızır’ın Ocak-Şubat ayında kışın en zorlu zamanlarında geldiği düşünülür ve genel olarak 13, 14, 15 Şubat’ta HIZIR CEMLERİ YAPILIR. Din bilginleri, Kuran’ın Kehf suresi 60-82. Ayetlerinde yer alan ve Hz. Musa’ya yol gösteren “kullardan bir kulun, adı anılmasa da Hızır olduğu konusunda genel görüşe sahiptir. Buradaki ifadeyi göz önüne alırsak Hızır mürşit, rehber; Hz. Musa ise onun izinden yürüyen biridir. Hızır inancı Türklerle birlikte Arap, Kürt, Zaza, Fars, Kafkas ve Balkan Müslümanlığı ile Yezidilerde de vardır. Onun peygamber, veli, eren, melek, olağanüstü özelliklere sahip, ölümsüzlük suyu içmiş bir insan olduğu konusunda pek çok inanış vardır. Hızır Türkiye Alevileri arasındaki inanmalara ve anlatmalara göre darda, zorda olanın koruyucusu olur. Zorda olan iyiyi kurtarır; yol, iz bilmeyene yol gösterir. Bilgedir, bilendir, bilicidir, görendir, görücüdür, ölümsüzdür. Bütün bu sıfatlar doğrudan doğruya Tanrı’ya işaret eder. Bu durum, Tanrı’nın her varlıkta tecelli ettiği (vahdet-i mevcut) düşüncesi veya inancının bir yansıması olarak da görülür. Âşık Daimi’nin “İnsan Hak’ta Hak insanda” bakışı elbette Tanrı’nın özellikle insanda tecelli ettiği (Vahdet-i Vücut) düşüncesinin sonucudur. Aklı olan, düşüncesi olan yegâne varlık insan olduğuna göre Aleviler arasındaki Hızır ile ilgili anlatma ve inanmaların temel hedefi insandır; insan eğitimi, insani değerlerdir. Hızır simgesi ile paylaşmayı bilmeyene paylaşmanın önemi gösterilir. Aleviler arasında Hızır kültürü, inancı ve bu inanç sisteminde, mutlak ve fakat görünmeyen varlık olan Tanrı, adı konulmamış da olsa da yapılan, anlatılan, uygulanan, inanılan veya söylenenlere göre Hızır veya Ali şeklinde tezahür eder. Bu hâliyle koruyuculuğun, kurtarıcılığın, bilgelik ve ölümsüzlüğün simgesi olur. Anlatılanlar ve rivayetlere göre Hızır nurdan yaratılmıştır. Hz. Musa zamanında insan sıfatında gelmiştir. Allah ile görüşebilen nadir ruhlardan birisi olarak kerimdir. Ölümsüzlüğü öyle ifade edildiği gibi ölümsüzlük suyundan içmesinden değil nurdan oluşundandır”.

Hızır; olağanüstü durumun, mucizenin, halkın olması mümkün olmayan dileklerinin sembolleşmiş ve gerçeğe dönüştürülmüş hâlidir.

Hakk saklasın, Hızır korusun.

Aşk ile, muhabbetle kalın.

 

ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Serdar Gazi KARABABA Dede

Top