19 Aralık 1978 günü bir sinemanın bombalanmasıyla başlayan ve kısa süre içinde bir iç savaşa dönüşen şiddet olayları sonucunda resmi kaynaklara göre toplam 105 kişi suçsuz, günahsız şehit oldu. 176 kişi yaralandı. Alevi-sünni ayrımının körüklenmesiyle 19 Aralık’ta çıkan ve 26 Aralık’a dek süren çatışmalar sonrasında ülkemizin 13 vilayetinde sıkı yönetim ilan edildi. Sanıklarının yargılanması ise 1988’e kadar devam etti.
Olay ve daha nice olayların baş aktörlerinden olan adı lazım değil daha sonra iki parti tarafından Milletvekili ile adeta ödüllendirilerek meclise gönderildi.
1978 yılında yaşanan ve yüzlerce insanın öldürülmesine neden olan olaylar bütünü unutulan ve unutturulmaya çalışılan birçok acıdan sadece biridir. Aynı yıl ve sonrasında Çorum Olayları , Malatya Olayları ve o tarihte yaşanan Sivas Olayları da unutmamak lazım.
Bu olayların tamamının yaşanması ve yaşatılması aslında 12 Eylül Faşist Darbesine hazırlayan kilometre taşlarından biri olup Türkiye Cumhuriyeti için bir utanç tablosu ve kaynağı olmuştur.
12 Eylül’ü hazırlayanlar tam hazırlayabilmeleri için katliamlara o kadar geç müdahale edecekler ki âdeta biz bu darbeye mecbur bırakıldık dedirtmek için bir konuma getirmiş olacaklar ve bu nedenle ; aylar öncesinde katliam hazırlığı yapılır,katliamın birkaç gün öncesinde evler işaretlenir.
Bu da gösteriyor ki bu bir alevi-sünni çatışması değildir ama kurgu bu yönde hazırlanmış ve kandırılan tarikat çıkışlı olup Kur'an Kursu üretimi olan zavallı kara cahil Güruhta başka hiç kimselerin inanamayacağı bir katiller grubu ile onları bir piyon gibi kullananlar yani çıkar sahibi aç hainler,cahiller ve onları yönlendiren karanlık güçler. Netice de 111 şehit, yüzlerce yaralı ve sakat ,210 ev ve 70’e yakın iş yeri yakılıp yıkıldı.
Yıllar sonra bir Tv kanalında zamanın Başbakan'ı bu konu hakkında sorulan bir soruya şu yanıtı verecektir. Askeriyenin bilerek olaylara geç müdahale etmesi neticesinde büyüyen ve unutulmayacak bir kara tablonun oluşmasına vahşi görüntülere neden olan bir insanlık suçudur diyecektir.
1400 yıldır devam eden Emevi zihniyetli siyasal katiller yine kirli emellerine yeni bir kara sayfa eklemişlerdi.
Bu katliamları yaparken de tıpkı ataları olan Muaviye ve Yezidin taktiğini kullanıyorlardı. Demem o ki yine Müslüman görünümü altında dindar görünümlü ve din elden gidiyor sloganıyla cahil insanları galeyana getiriyor ve camiyi yaktılar diyerek insanları kışkırtarak önceden dağıtılmış silah,satır,pala ve kinleri ile sokağa salınmıştı.
Çok önceden belirlenen , işaretlenen ev ve iş yerlerine azgın birer kan emici vampir gibi girdikleri her evde birer cani kesilmiş, yakıyor, yıkıyor ve katlediyorlardı.Ne yazık ki bu vahşeti yapanları yani planlayan asıl başkatiller kimi çevrelerin nezdinde saygın biliniyordu.Oysa asıl yargılanması gerekenlerdi onlar lakin çark böyle işletiliyordu.
Çocuk yaşta ki Ali öldürülüp , kaynatılmış ve yakılmıştı. Annesi ısrarla bir kerecik oğlumu göreyim ısrarına rağmen ona oğlun tanınacak gibi değil diyemediler.Bari onun bir tutam saçını verin kokusunu sineme çekeyim dedi , ona oğlunun saçı yok ki diyemediler.
Kesin öldürüleceğini anlayan genç çift, kadın kocasına yalvararak ne olur beni onların kirli ellerine ve emellerine teslim etme bari beni sen öldür diyebilecek konuma getiren zihniyet biz Müslümanlığın bekası için cihat ettik diyerek güya haklılıkla avunacaktı.
Katliamdan önce P.T.T Görevlisi kılığında kişiler evleri işaretlerken devlet tarafından görevli Müftü ise şehri dolaşarak megafonla kışkırtıcı konuşmalar yapacaktı.
Devletçe açıklanan rakamların iki misli şehit , yaralı ve yine gasp edilen dükkanlar soyulan kasalar ve yakılan ev ve iş yerleri.
Esma Suna iki canlıydı, doğumu yakındı ve eve girdiler 5 kişiyi türlü işkencelerle öldürdüler.
Esma Suna : Bari bana dokunmayın diye yalvardı. Elleri ile bebeğini korurcasına karnına koymuştu ona sopa ve satırlalarla saldırdılar.Ağır yaralıydı ona rağmen kurşunladılar, hastaneye kaldırıldı. Anne ve bebek kurtarılamayarak şehit oldular.
80 yaşındaki Cennet Çimen’in tornavida ile gözlerini oydular, sonra baş aşağı bir helanın çukuruna attılar.
Evlere giren cani ruhlular anne rahmindeki ceninleri bile ağaçlara çivilediler ,kadınlara tecavüz ettiler. Tıpkı Osmanlı Şeyhülislamları gibi Müftüler ve Hocalar da aynı fetvayı vermişlerdi ve onlardan alınan bu emirler acımasızca yerine getiriliyordu.
Daha sonra bir Yazar,Gazeteci İnci Aral şöyle yazacaktır makalesini ; Kahramanmaraş’ta kirli ellerin kotardığı trajik olaylar yaşandı. Alevi yurttaşların iş yerlerine evlerine saldırıldı. Kadınlar tecavüz edildi. Gebe kadınların karnı deşildi, ceninler ağaçlara çivilendi.
“Dış ve iç gizli kirli ellerin rolleri zaman içinde anlaşıldı. Ancak gerçek failler ortaya çıkarılmadı.” vurgusuyla betimlediği katliamdan köyleri gezip duyduklarını kaleme aldı ve kitaplaştırdı. Yazar : “ Ecevit ürktü ve dosya kapandı , yani kapatıldı.” demişti.
Evet gerçekten A.B.D Görevlisi Alexander Peck’in katliam öncesi şehri gezdiği ve daha birçok kişinin daha aynı kışkırtıcılığı yaptığı anlatılmıştı. Daha sonra İç İşleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş şöyle diyecektir: “Olaylar göz göre göre geldi . Sorduğumuz halde MİT bize istihbarat vermedi. Bu bir yana bizzat MİT bu vahşete katkı sundu.” Vurgusuyla yaşananları tek kelimeyle özetleyecek ve faşist bir plan olduğu vurgulanmış olacaktı.
Davalar 23 yıl sürdü. Olaylara katılanlar 135 kişiydi denildi, bunların 752 kişisi ilk etapta tutuklandı. 23 yıl sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis ,321 kişi de 1-24 yıl arasında ceza aldı. 1991’ de çıkan T.M.K ile ceza alanların bir kısmının cezaları yattığı yıllaa sayılarak ertelendi, diğerleri serbest bırakıldı.
Katliamda birinci derece de rol aldıkları belirlenen 68 kişiye ise hiç dokunulmadı., yani devlet katliamı seyretmiş oldu. Meçhul 26 milli piyangocu hepsi CIA Ajanı çıktı, gizlenen silahlara ulaşılamadı.
Selam Olsun, Rahmet Olsun Kerbela’dan ,Çaldıran şehitlerine ve Anadolu’da , Dersim’de Maraş’ta , Sivas’ta , Çorum’da ,Gazi’de , Gezi’de ve yine Sivas’ta yakılarak şehit edilen cümle şehitlerimize selam olsun. Onların anısı önünde saygıyla eğiliyor, rahmet diliyoruz.
Onları katleden çarpık, kirli ve gerici zihniyete lanet olsun. Onlar katlettikleri şehitlerin ayakları dibinde donarak layık oldukları yere gittiler.
ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETERİ BAŞKANLIĞI
Hz. Ali Hz. Muhammed’in evinde yani! Vahyin indiği Kutsal evde, Hz. Peygamber’in Ahlakı, İlmi ve faz ...
DevamAnadolu Aleviliği, Ehli Beyt yoludur. Bu yol Peygamberimiz Muhammed Mustafa'nın ve Ali'yel Murtaza'n ...
DevamTEVELLA- TEBERRA Alevi inancında tevella ile teberra aydınlanma ve birleşme geçitleri olarak algılan ...
Devam1. Gözün aç gör kim ey talib Ali'dir her kan-ı server 2. Muhammed aşk ile derya Ali'dir kıymeti gevh ...
DevamBuyruk ve Erkânnâme’lerin hemen hepsinde Hz. Ali’yi anlatmak için rivâyet edilen bir hadîs bulunmakt ...
Devam