alevi islam logo
alevi islam logo
HZ. NUH PEYGAMBER VE BÜYÜK TUFAN

HZ. NUH PEYGAMBER VE BÜYÜK TUFAN

01.02.2022

 

  İnanan bir toplumun izleyeceği en büyük rotalardan biriside Hz. Nuh’un gemisinin rotasıdır. Peki, rota ne demektir? İzlenen yol, gidilen yol, önceden belirlenmiş yol demektir. Peki, yol ne demektir? Karada, havada, suda bir yerden bir yere gidip gelmek için aşılan uzaklığın ta kendisidir. Hz. Muhammed’in çok güzel bir sözü geldi aklıma “Benim Ehl-i Beytim Nuh’un gemisine benzer, ona binen kurtulur. Binmeyen uzak duran ise helak olur.”

  Nuh Peygamber Allah tarafından elçi olarak görevlendirildiği için Kuran-ı Kerimin  71.sırasında yer alan sureye onun ismi verilmiştir.

  Peki, mucizeleri olan; tufan Peygamberi ve insanlığın ikinci babası olarak bilinen Hz. Nuh kimdir? Nuh ismi İbraniceden gelmektedir. Sözlük anlamına baktığımızda “huzur bulmak” gibi anlam karşımıza çıkıyor. Kendisinin Mezopotamya bölgesinde doğduğu kaynaklarda geçmektedir.

  O dönemler insan nüfusunun hareketlenmesi ile birlikte birçok sorunda beraberinde gelmeye başlamıştı. Özellikle Âdem Peygamber ve Şit Peygamber dönemlerinden sonra Allah’ın emir ve yasakları unutulmuş insanlar putperestliğe yönelmişlerdi. Hz. Nuh’a yüklenen misyon (görev) ise ahlaksızlığa batmış olan halkı kesin bir dil ile uyarmaktı.  

Nuh Suresi;

1- Biz, Nuh’u, "Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine gönderdik.

2- O dedi ki: "Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.”

3- O halde, Allah’a ibadet edin! Ondan korkun! Ve bana itaat edin ki,

4- Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah’ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!..

-Nuh onlara seslenirken; Putperestliklerinden vazgeçmelerini, sadece Allah’a inanmalarını söylese de! O vefasız kavim onun söylediklerini reddetti. Bazı rivayetlerde Putperest kavimin önde gelenlerinin Nuh’a bize mucize gösterirsen sana inanırız dedikleri aktarılmaktadır.

Nuh Peygamber ise nasıl bir mucize göstereyim?

Onlar da bizlere yağmur yağdır demişlerdi.

  Bunun üzerine Hz. Nuh ellerini açarak Allah’a niyazda bulundu ve Yüce Allah onun bu güzel duasına karşılık vererek yağmur yağdırmıştı. Orada bulunanlardan bazıları iman etseler de büyük çoğunluk putperestliğine yine devam etmişlerdi. 

-Hz. Nuh’a inanmayan kavimin mensupları ona ağır ithamlarda bulunmaya devam ediyorlardı. O kadar ileri gittiler ki onu itibarsızlaştırmak için hem yalancı hem de deli dediler. İçlerinden bazı kendini bilmezler “Allah eğer bir mesaj gönderseydi, bize o mesaj atalarımız aracılığıyla ulaşırdı dediler.”

Mü’minun Suresi;

23- And olsun biz, Nuh’u kavmine gönderdik. “Ey kavmim dedi, Allah’a kulluk edin. O’ndan başka Tanrınız yoktur.”  Hâlâ sakınmaz mısınız?

24- Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman topluluğu “Bu, dediler tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (Peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”

-Kavmi onu reddettikçe kıtlıkta beraberinde gelmişti. Yağmur yağmaz olmuş, hayvanları ve malları telef olmaya başlamıştı. Bu olaylara şaşıran kavim Nuh’u inkâr etmesine rağmen yine çareyi onda aramışlardı.

Nuh Suresi;

10- Gelin, dedim. Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Çünkü o çok bağışlayıcıdır.

11- Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın.

12- Mallar ve oğullar vererek sizin imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın.

-Bu kıtlık onlar için bir uyarı olmasına rağmen, onlar bu uyarıdan yine ders almamışlar, tam tersine küfre ve sapıklıklarına devam etmişlerdi.

Şuara Suresi;

117- Nuh: “Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla itham etti.”

118- “Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.”

Hud Suresi;

36- Ayrıca Nuh’a şöyle vahiy ettik: “Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme”

Kitabı-ı Mukaddes (Tevrat’ ta) şöyle geçer;

Bölüm 6 / Yaratılış 1: Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı,

Bölüm 6 / Yaratılış 9: Nuh’un öyküsü şuydu: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü

Bölüm 6 / Yaratılış 11: Tanrı’nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.

Bölüm 6 / Yaratılış 12: Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.

Geminin İnşa edilmesi;

-Cenab-ı Hakk, diğer tüm Peygamberlere de ilahi emirler vermiş, Hz. Nuh’a da seslenerek gemi yapmasını emretmişti. Evet, bu bir mucizede olsa gelen emirle birlikte ona inanan insanlık kurtuluşa erecekti.

Hud Suresi;

37- “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.”  Nihayet geminin inşasına ona inananlarla birlikte başlamış, Kavimi içerisinde ona karşı çıkanlar ise onunla alay etmeye başlamışlardı.

38- “Gemiyi yapıyordu, kavminden bazı ileri gelen gruplar, onun yanından gelip geçtikçe, onunla alay ediyorlardı. Nuh dedi ki: “Bizimle eğleniyorsunuz, biz de sizinle tıpkı bizimle eğlendiğiniz gibi alay edip eğleneceğiz “

- Geminin vasıfları ile ilgili tarihi kaynaklara baktığımızda geçmişten günümüze birçok kitap/yazar kendi düşüncelerini aktarmıştır. Bende bu konu ile ilgili farklı bir aktarım tarzı uygulamaktansa en doğrusunun Tevrat’ı rehber almanın daha doğru olacağını düşündüm.

Kitab-ı Mukaddes (Tevrat’ ta) şöyle geçer;

Bölüm 6 / Yaratılış 14: Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

Bölüm 6 / Yaratılış 15: Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.

Artık Gemiye binme vakti gelmişti;

-Evet, artık o gün gelmişti. Hz. Nuh Allah’ın yasasına uygun bir sabır sergileyerek geminin inşasını tamamlamıştı. Artık bu gemi sıradan bir gemi değil, tamamen takva üzerine kurulu, içerisinde inananları selamete kavuşturacak eşi benzeri olmayan bir yapıtın ta kendisi idi.

  Hz. Nuh kavimine son defa dönerek seslenmişti! Ancak o zalim güruh bu seslenişe olumlu bir karşılık vermemiş, tam aksine inkâr politikalarını ve küfürlerini daha da çok arttırmışlardı.

Hud Suresi;

40-  Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki: “ Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle” zaten beraberinde iman edenler çok az idi.

-Kur’an-ı Kerimin verdiği bilgilere göre; Hz. Nuh gemiye çevredeki hayvanlardan birer çift aldı, gemi insanlara elverişli olduğu kadar hayvanlara da elverişliydi. Hz. Nuh’un gemisi hem insan neslini hem de hayvan neslini koruyacaktı. 

Hud Suresi;

41- Nuh dedi ki: “Allah’ın adıyla binin içine. Onun akışı da duruşu da (O’nun adıyladır). Hiç şüphesiz Rabbim gerçekten çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”

-İşler o kadar çığırından çıkmıştı ki sonunda; bu münafıklar Nuh’un oğlu Kenan’ında aklına girmeyi başarmışlardı. Sapkın güruh mensupları Kenan’ın gemiye binmemesini, binmesi durumunda ise boğulacağını ifade etmişlerdi. Ve korkulan olmuş oğlu bile babasının deli olduğunu düşünerek gemiye binmemişti.

Hud Suresi;

42- Gemi içindekilerle birlikte, dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu. Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı: “Yavrucuğum, gel bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!”

43- O, dedi ki: “Ben, beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım.”  Nuh da “Bugün Allah’ın merhamet ettiğinden başkasını, Allah’ın bu emrinden koruyacak kimse yoktur” dedi. Derken dalga aralarına giriverdi. O da boğulanlardan oldu.

-Artık tufan başlamış, sular yükselmişti. İnananlar harici kimse kurtulamayacaktı. Oğlu ile arasına dalgalar girmişti!

Hud Suresi;

44- Allah tarafından denildi ki: “Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes!”  Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de dağ üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.

-İnanmayan topluluk helak olunca fırtına sona ermişti. Azgın kavimden kimse kalmamıştı. Zalimler yaptıkları kötülüklerin ve inkârın bedelini canlarıyla ödemişlerdi.

Not: Anlatılan rivayetlerde gemi uzun bir zaman sularda kalınca herkesin yanında getirdiği yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyeceklerle  ( aş  ) ile bir kazanın içerisinde çorba pişirmeye başlarlar. Bu pişirilen çorbanın yüzyıllardır günümüze kadar gelen “ Aşure ” olduğu söylenir.

-Evet, güzel canlar! İnsan bedeni bir gemi misalidir. Gemi karada değil suyun üzerinde gezer, su olmasa gemide olmaz. Şeriat bir gemidir, hakikat ise gemiyi tutan denizin (deryanın) ta kendisidir. Eğer o mana denizine girmek istiyor isek, beden gemisinden çıkarak, hakikat denizine girmek gerekir. Buradaki denizden de maksat gönüldür.                                                                             

Kaynak: Kur-anı Kerim çeviri/ Yaşar Nuri Öztürk-Tevrat / Yaratılış /Bölüm 6

 

                                                                        ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

 

HAFTALIK CEM SOHBETLERİ

İSLAMIN YAYILIŞINDA ALEVİLİK

İSLAMIN YAYILIŞINDA ALEVİLİK

Hz. Ali Hz. Muhammed’in evinde yani! Vahyin indiği Kutsal evde, Hz. Peygamber’in Ahlakı, İlmi ve faz ...

Devam
 MUSAHIPLIK NEDIR, KIMDEN KALDI?

MUSAHIPLIK NEDIR, KIMDEN KALDI?

Anadolu Aleviliği, Ehli Beyt yoludur. Bu yol Peygamberimiz Muhammed Mustafa'nın ve Ali'yel Murtaza'n ...

Devam
KUL HAKKI

KUL HAKKI

Hz. Muhammed-e sordular! Ya Muhammed İslam Nedir? Cevap: Yüksek Ahlaktır. En Yüksek ahlaktır. En yüc ...

Devam
Tevella ve Teberra

Tevella ve Teberra

TEVELLA- TEBERRA Alevi inancında tevella ile teberra aydınlanma ve birleşme geçitleri olarak algılan ...

Devam
ALEVİLİKTE DAR VE ANLAMLARI

ALEVİLİKTE DAR VE ANLAMLARI

1. Gözün aç gör kim ey talib Ali'dir her kan-ı server 2. Muhammed aşk ile derya Ali'dir kıymeti gevh ...

Devam
AŞKIN YOLU

AŞKIN YOLU

Buyruk ve Erkânnâme’lerin hemen hepsinde Hz. Ali’yi anlatmak için rivâyet edilen bir hadîs bulunmakt ...

Devam
""
Top