TOPLUMLARDA KORKU ÜZERİNE ANALİZLER
Korku en güçlü ve en bulaşıcı hastalıklardan biridir. İnsan beyninin en güçlü uyaranıdır. Ölüm, açlık, yoksunluk (yani mahrumiyet), reddedilmek gibi durumlar korkunun en temel sebepleridir. Bundan dolayı biyolojik vücudumuzun çoğu zaman başvurduğu bir uyarandır. Buna ihtiyacı vardır. Çünkü beynin bir bölümünün tek amacı organizmayı hayatta tutmaktır. İç güdüseldir ve duygularla ile birlikte yönetilir.. Her canlıda bulunur. Üst beyin ise düşünme işleminin gerçekleştiği, zihinsel tasarımların olduğu korteks bölümdür. İcatlar ve büyük fikirler buradan çıkar.
Korku yaşam için önemlidir. Ancak ‘’korkudan korkmak’’ yani insanın korkuya dayalı kaygıları açısından bakarsak beyni zihinsel kaygıya (anksiyete), takıntıya (obsesyon) ve hatta ölümlü hastalığa kadar götürebilecek bir felakettir. Toplumları korkuya alıştırmak ve korku ile yaşamasını sağlamak tüm özgür düşünceyi yok etmek demektir. Cahil ve dolayısıyla ahlaksız bir toplum yaratmak bilgisizleştirmekle başlar ve korkuyla süreç devam eder. Korkunun çeşitleri vardır. Ancak bunlara değinmeyeceğiz. Fakat bir çeşidi olan ‘’gelecek kaygısı’’ yaşayan günümüz gençlerinin nasıl geleceklerinin belirsizliğinden korktuklarını gözlerinin içine bakarak anlıyoruz. Ve yazık ediyoruz ülkemizin gençlerine…
"Korku, yalan doğurur." diyor F. Dostoyevski
Korku üzerine inşa edilmiş bir inanç, gelenek, eğitim ve öğretim yalancı bir toplum doğuracaktır.
Yine geleneklerde ''Allah’tan korkmak'' deyimi vardır. Aslında bu ''Allah’ ın huzuruna yanlış, hatalı, günahkar bir insan olarak gelmekten korkmak'' demektir. Bu korku sevgiye dayalı bir çekinmedir aslında. Büyük bir saygı gösterimidir. Bunu bir evladın babasına olan çekinmesi korkusuna benzetebiliriz. Sevgi ve saygı vardır bu korkuda... Ve insanidir.
Daha küçük yaşta din eğitimi verilerek, cennet-cehennem gibi tasvirlerle korkutulan bir nesil düşünün; ebeveynlerin kontrolü altında soru sorulmasına dahi izin verilmeyen, sorgulamanın hakaret sayıldığı bir gençliğin söz sahibi olduğunu …
İnsanlık gider iken daima ileriye
Bizler inadına kaldık geriye
Gelmedikçe cehaletten beriye
Alevi olsam ne çıkar sünni olsam ne çıkar (Aşık Daimi)
Bundan dolayı bugün ülkece sadece seyrediyoruz. Yapay zeka, moleküler biyoloji, ileri teknoloji otomasyon sistemlerini insanlık üretirken biz ise hem seyrediyoruz hem de vatan toprağını satarak hazıra yiyoruz.
Korkuyu ancak bilgi yenebilir. Korku elbette kaybolmayacaktır. Korku kontrol altına alınabilir. İnsan neden ve niçin korktuğunu bilmesi için o konuda uzmanlaşması ile kendi korkularını yenebilir. Tarihte canını hiçe saymış, aç kalmaktan korkmamış büyük filozoflar saygı ile anılmaktadır. İnsanlık onları anmaya devam edecek ve çerağları kâinat var olduğu sürece aydınlatacaktır.
Toplumunu cehaletten kurtarmak isteyen büyük Atatürk şöyle diyor;
‘’Ölümü istemek cesâret değildir, ama ölümden korkmak da ahmaklıktır.’’ (Atatürk)
Kuran' ı Kerim' de ise ''Velilere korku yoktur, hüzünlenmezler'' derken aslında bahsettiğimiz gibi kaygı ve panik olmaktan, Yüce Allah' ın huzuruna yanlış işler yapan insan olmaktan beri oldukları ya da emin oldukları için korkmazlar, demek istemiştir.
Yüce Allah bizleri o ''sıratel mustakim'' yolundan giden velilerden ayırmasın.
Nevruz Bayramı ve İmam Ali Yaklaşık 14 asır yıl önce dünyaya gelen İmam Ali, yüzyıllar boyunca O’ nu ...
DevamALEVİLİKTE TEMEL İLKE VE DEĞERLER İlke; kişinin hedeflerine ulaşması ya da bir amacının gerçekleşmes ...
DevamALEVİ OLUNABİLİNİR Mİ? Telefondaki ses serzenişliydi. Tıp doktoru olduğunu söylüyordu. Tüm yaşamını ...
DevamHIZIR GÜNLERİ (2. BÖLÜM) Kur’anı Kerim: Hızır kıssası Kur’an da EL-KEHF (mağara) suresinde geçmekted ...
DevamHIZIR GÜNLERİ (1. Bölüm) Her ne kadar Hızır Orucu günleri yöresel farklılıklar gösterse de birlik ve ...
Devam