ŞİT PEYGAMBER VE GÜRUH-U NACİ

  Başlangıçta Allah göğü ve yeri yarattı. Daha sonra kendisini gizleyerek eserlerini ön plana çıkartmış, canlıların ( İnsan Topluluklarının ) oluşması ile birlikte yüce yaratan yeryüzüne Peygamberler göndermiştir.  Peki her kavime gönderildi mi?  Evet; Her kavime mutlak Peygamberler gönderildiği Hicr Suresi 10: “And olsun, senden önceki milletler arasında da peygamberler gönderdik.” Ayetini incelediğimizde, Allah’ın tüm toplumları ( insanları ) Peygamber siz bırakmadığının deliline ulaşıyoruz.

  Âdem Peygamber ve Hz. Muhammed arasında birden çok peygamber gelip geçmiştir.  “ Peyk “ kelimesi haber getiren, haberci anlamına gelir. Tüm Peygamberlerin tek gayesi ve ortak noktası Allah’ın yasalarını tebliğ etmekti. Bu yasalar hem bilimsel, hem de sosyal yaşamdaki kurallardır. Semavi din anlayışına ve inanışına göre Peygamber Tanrı tarafından özel seçilmiş, Allah’ın buyruklarını bildiren davet eden kişidir. Maide Suresi 67: “Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! “ İşte bu seçilmiş kişilerden bir tanesi de kendisi hakkında az bilgi sahibi olduğumuz Şit peygamberdir. Babası Âdem ata annesi Havva anadır. Adı kur ’anda geçen bir peygamber değildir ama bilinen bir peygamberdir. Adı Kitab-ı Mukaddes ( Tevrat’ ta  ) şöyle geçer;

Bölüm 5 / Yaratılış  3 :  “Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine  benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.”

Bölüm 5 / Yaratılış  4 : “ Şit’in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı.”

Bölüm 5 / Yaratılış  6 : “ Şit 105 yaşındayken oğlu Enüş doğdu.”

Bölüm 5 / Yaratılış 7 : “ Enüş’un doğumundan sonra Şit  807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. “

Bölüm 5 / Yaratılış  8 : “ Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.”

-Âdem Peygamberin çocuklarından bir tanesi olan Şit Peygamber’in faziletli ve salih bir kimliğe sahip olduğu İslami kaynaklarda geçer, Kabil’in Habil’i öldürmesinden sonra doğduğuna inanılır. Âdem Peygamberden sonra gönderilen ikinci peygamberdir.

-Ebuzer el- Gaffari’den rivayet edilir ki;  “ Resulullah’a bir gün; Yüce Allah Peygamberlere kaç kitap gönderdi diye sordum? Cevabı: 104 idi; bunlardan sadece 50 Suhuf “ sahife “ Şit’e gönderildi buyurdu.”  

  Her Peygamberin kendisine göre mucizeleri ve görevleri mevcuttur. Şit Peygamber’de bunlardan bir tanesidir. Şit isminin kökeni İbranice / Arapça olup sözlük anlamı ise “ Allah’ın hibesi “  ( hediyesi ) manasındadır. İslam inancında ve kaynaklarında Şit Peygamberin hayatının Mekke ve çevresinde geçtiği anlatılır.

-Babası Âdem Peygamberin vefatından sonra Hakk katında kendisine Peygamberlik vazifesi verildiği, özellikle Şam ve Yemen bölgesinde azgınlaşan topluluklara babasından öğrendiği esasları, Allah’ın yasaklarını ve hikmetlerini anlatarak tebliğ vazifesini yerine getirdiği bilinir. Tebliğ vazifesini yerine getirdiğinde ona inanan topluluklar, onun yolundan ve izinden giderek birbirlerine hayrı ve barışı tavsiye ederek kötülüklerden uzak durmayı bir yol edinmişlerdi. Ona inanan ve feyz alanlar, o dönemde de Allah’ın razı olduğu yasa ve emirleri Peygamber öğretisi ile uyguluyorlardı.   Tıpkı Kur’an-ı Kerim'in Fecr suresi 27,28,29,30 ayetlerinde buyurduğu gibi “Ey sükûna kavuşmuş benlik! Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak! Gir kullarımın arasına!” buyurdu. Ayetinde geçtiği gibi, gönülleri putlaşmış olanlar ise onun Peygamberliğini kabul etmemekle birlikte sapıklıklarına devam ediyorlardı.

  Şit Peygamber'in vefat ettiği tarih bilinmemekle birlikte, rivayetlere göre vefat ettiğinde babası Âdem Peygamber’in yanına defnedildiği, yerine ise oğlu Enüş’un geçmesini istediği, oğluna Allah’ın buyruklarını yerine getirmesini, kavmine yol göstermesini, vasiyet ettiği bilinmektedir. Enüş Süryanice “ Sadık " anlamı taşır. Enüş’dan dönemler sonra putperestlik inancının ortaya çıktığı İslam kitaplarında (kaynaklarında) geçmektedir.

Güruh-u Naci?

  Güruh anlam olarak; Topluluk demektir. Aynı yerde bulunan topluluk anlamını da içerir,

  Naci ise; Kurtulan, kurtulmuş, ilim sahibi demektir. Yüce Yaratan’ın sırlarına nail olan insan-ı kâmildir.

Güruh-u Naci kavramı; Haksal irşat mekanizmasından geçmiş, pak olmuş, arınmış, Hakk’ın rızasına nail olmuş topluluk anlamına gelmektedir. Güruh-u Naci bir soyun ismi değil arınanların, pak olanların topluluğudur. Âdem Peygamberden başlayan bu irşat öğretisi daha sonra Şit Peygamber’e geçmiş ve ondanda tüm Peygamberlere ulaşmıştır. Hepimizin bildiği gibi bütün Peygamberlerin soyu Şit Peygamber’in soyundan gelmektedir.

Peygamber öğretisine girenler de Güruh-u Naci topluluğuna dahil olabilirler mi?

  Evet, Haksal gerçeğe ulaştıktan sonra bu topluluğa dâhil olabilirler. Örnek verecek olur isek; Muhammed Ali yoluna giren can talipler; ikrar vererek, musahip tutarak Pir ve Mürşit öğretisinden (eğitiminden) geçtikten ve insan-ı kâmil aşamasına ulaştıktan sonra bu arınmış, pak olan “Güruh-u Naci” topluluğuna dâhil olabilirler.

Birimiz kırk, Kırkımız bir misali;

Biz üç bacıydık, güruhu naciydik, Kırklar meydanında süpürgeciydik.
Süpürgeci Selman, kör olsun mervan, mülke geldi Süleyman,

Şah Hatayi sözler;

Naci derler bir güruha uğradım
Hep biri birinin almış elini
Mekânınız kanda dedim söyledim
Mekân tutmuş hakikatin ilini

Aşkın şarabından içtim hak oldum
Kudretten donumu giydim pak oldum
Hem Hakk'a ulaştım men de Hak oldum
Anın içün irad etmem ölümü

Kaynak:

Kur-anı Kerim çeviri/ Yaşar Nuri Öztürk

Tevrat / Yaratılış / Bölüm 5

Şah Hatayi / Sözler

                                                                                                                  Alevi İslam İnanç Hizmetleri Başkanlığı