alevi islam logo
alevi islam logo
NEHC'ÜL BELAGA'DAN-17. HUTBE

NEHC'ÜL BELAGA'DAN-17. HUTBE

12.01.2017

HAZRETİ ALİ EHİL OLMADIKLARI HALDE HALKA HÜKMETMEYE KALKIŞANLAR HAKKINDA ŞÖYLE BUYURMAKTADIR:

 

Allah’ın yarattıklarından en fazla buğzettiği/sevmediği iki kişidir:

Birincisi, Allah’ın (günahları sebebiyle) kendi başına bıraktığı kimsedir. Bu kimse doğru yoldan sapmış, bidat sözler ve halkı saptırıcı çağrılara yönelmiştir. O halde bu kimse, kendisi vasıtasıyla fitneye düşenler için bir fitnedir. Kendinden önce doğru yoldan gidenlerin yolundan sapmıştır. Ve hayattayken veya ölümünden sonra kendine uyanlar için saptırıcıdır; (dolayısıyla) hem kendi günahının ipoteğindedir, hem de başkalarının günahını yüklemiştir.

(Allah’ın en çok buğzettiği) ikinci kimse ise, bilgisizlikleri kendinde toplayan ve ümmetin bilgisizleri arasında kendine bir yer edinmiş kimsedir. (bu kimse) fitne fesat karanlığında kurtuluş yolunun olmadığından habersiz yaşamakta ve (insanların arasını) ıslah ederken kör mü kör olmaktadır. İnsan suretinde olanlar onu bilgin sayar. Hâlbuki öyle değildir. Her gün azı çoğundan hayırlı olan şeyleri çoğaltmanın peşinden koşar, kokmuş sudan kanasıya içer ve boş şeyler biriktirir. Halkın arasında hüküm vermek için oturur, kendine belirsiz bir şey sorulsa kendi görüşlerince saçma sapan sözler ifade eder. Sonra buna kendisi de inanır, yakin eder.

O şüpheleri örtmede ağını ören örümcek ağı gibidir. Doğru mu yanlış mı hüküm verdiğini bilmez. Doğru hüküm vermişse de hata etmekten korkar. Yanlış hüküm vermişse doğru hükmettiğini ümit eder. Cahildir, cehaletler içinde birçok hata yapmaktadır. Daima önünü görmeyen develere biner (meselelere nasıl cevap vereceğini bilmemenin şaşkınlığı içindedir). Kesin cevaplar veremez. Rivayetleri faydasız/kuru otları savuran rüzgâr gibi savurur. (Bilgisi olmadığından rivayetlerin sıhhat ve butlanına dikkat etmeksizin her yerde nakleder.)

Allah’a and olsun ki, kendine sorulan şeylerde hüküm vermeye gücü yok, kendisine bırakılan iş hususunda ehliyet ve liyakate sahip değil. İnkâr ettiği (bilmediği) şeyi başkasının bilebileceğini tahmin etmez. Başkasının kendisinin dediğinin aksine bir ilminin olabileceğine inanmaz. Kendisine karanlık kalan bir şey oldu mu bilmediğini de bildiği için hemen örter. Onun zulüm-haksızlık üzere verdiği hükümler neticesinde dökülen kanlar (hal diliyle) feryat etmektedir, miraslar zalim elinden inlemektedir (ki haksız hükümleri neticesinde sahibine erişmemiştir)

Cahil yaşayanları ve sapık yol üzere ölenleri Allah’a şikâyet ederim. Hakkıyla okunduğu, değiştirilmediği müddetçe onlar nezdinde Allah’ın kitabından daha değersiz bir meta/şey yoktur. Ama değiştirilir/tahrif edilirse onlar nezdinde Allah’ın kitabından daha değerli bir şey olamaz. Onların nezdinde İyilikten daha kötü ve kötülükten daha iyi bir şey düşünülemez.

Kaynak

Nehcü-l Belaga 17 ci hutbeden

(Hz. İmam-ı Ali Emir-el Muminin)

Allah’ın yarattıklarından en fazla buğzettiği/ sevmediği iki kişidir birincisi. Allah’ın (günahları sebebiyle) kendi başına bıraktığı kimsedir.

Bu kimse doğru yoldan sapmış, bidat sözler ve halkı saptırıcı çağrılara yönelmiştir. O halde bu kimse, kendisi vasıtasıyla fitneye düşenler için Bir fitnedir. Kendinden önce doğru yoldan gidenlerin yolundan sapmıştır. Ve hayattayken veya ölümünden sonra kendine uyanlar için saptırıcıdır. (dolayısıyla) hem kendi günahının ipoteğindedir, hem de başkalarının günahını yüklemiştir.

        (Allah’ın en çok buğzettiği) ikinci kimse ise, bilgisizlikleri kendinde toplayan ve ümmetin bilgisizleri arasında kendine bir yer edinmiş kimsedir. (bu kimse) fitne fesat karanlığında kurtuluş yolunun olmadığından) habersiz yaşamakta ve (insanların arasını) ıslah ederken Kör mü kör olmaktadır. İnsan suretinde olanlar onu bilgin sayar.

Hâlbuki öyle değildir. Her gün azı çoğundan hayırlı olan şeyleri çoğaltmanın peşinden koşar, kokmuş sudan kanasıya içer ve boş şeyler biriktirir. Halkın arasında hüküm vermek için oturur, kendine belirsiz bir şey sorulsa kendi görüşlerince saçma sapan sözler ifade eder. Sonra da buna kendiside inanır, yakin eder.

        O şüpheleri örtmede ağını ören örümcek ağı gibidir. Doğru mu yanlış mı hüküm verdiğini bilmez. Doğru hüküm vermişse de hata etmekten korkar. Yanlış hüküm vermişse doğru hükmettiğini ümit eder.

Cahildir, cehaletler içinde birçok hata yapmaktadır.

Daima önünü görmeyen develere biner (meselelere nasıl cevap vereceğini bilmemenin şaşkınlığı içindedir). Kesin cevaplar veremez. Rivayetleri faydasız/ kuru otları savuran rüzgâr gibi savurur. (Bilgisi olmadığından rivayetlerin sıhhat ve butlanına dikkat etmeksizin her yerde nakleder.)

       Allah’a And olsun ki, kendine sorulan şeylerde hüküm vermeye gücü yok, kendisine bırakılan iş hususunda ehliyet ve liyakate sahip değil.

İnkâr ettiği (bilmediği) şeyi başkasının bilebileceğini tahmin etmez.

Başkasının kendisinin dediğinin aksine bir İlminin olabileceğine inanmaz.

Kendisine karanlık kalan bir şey oldu mu bilmediğini de bildiği için, Hemen örter. Onun zulüm-haksızlık üzere verdiği hükümler neticesinde dökülen kanlar (hal diliyle) feryat etmektedir, miraslar zalim elinden inlemektedir (ki haksız hükümleri neticesinde sahibine erişmemiştir....

Cahil yaşayanları ve sapık yol üzere ölenleri Allah’a şikâyet ederim.

Hakkıyla okunduğu, değiştirilmediği müddetçe onlar nezdinde Allah’ın Kitabından daha değersiz bir meta/ şey yoktur. Ama Değiştirilir/ tahrif edilirse onlar nezdinde Allah’ın Kitabından daha değerli bir şey olamaz.

Onların nezdinde İyilikten daha kötü Ve kötülükten daha iyi bir şey

Düşünülemez. /1

 

Kaynak

Nehcü-l Belaga 17 ci hutbeden

(hz. İmam-ı Ali Emir-el muminin)

HAFTALIK CEM SOHBETLERİ

FARKINDALIK VE DENGE

FARKINDALIK VE DENGE

FARKINDALIK VE DENGE Kur'an'da farkındalık (şuur) ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır. İşte bazı ör ...

Devam
HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDEN KESİTLER

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDEN KESİTLER

Yüce Rabbimizin himayesiyle ve inayetiyle, Cenabı Muhammed Mustafa amcası Ebu-Talip Hazretleri’nin k ...

Devam
30 Ağustos Zafer Bayramı

30 Ağustos Zafer Bayramı

30 Ağustos 1922 Türk ordusunun, İtilaf Devletlerinin desteklediği Yunan ordusuna karşı giriştiği gen ...

Devam
PİR HÜNKAR HACI BEKTAŞ VELİ

PİR HÜNKAR HACI BEKTAŞ VELİ

Bir milleti millet yapan inanç ve kültürleridir. İnanç; kelime olarak inanılan şey, bir fikre, dine ...

Devam
Alevi İnancında Günlük İbadet

Alevi İnancında Günlük İbadet

Her toplumun kendine has ibadet biçimleri vardır. Alevi İslam inancının da kendine has senelik, haft ...

Devam
İSLAMİYET VE ALEVİLİK

İSLAMİYET VE ALEVİLİK

İSLAMİYET VE ALEVİLİK İslamiyet’ten önce insanları kasıp kavuran hurafelerin bir daha hiç kimseyi ra ...

Devam
""
Top