FARKINDALIK VE DENGE
Kur'an'da farkındalık (şuur) ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır. İşte bazı örnekler:
Farkındalık (Şuur) ile İlgili Ayetler:
"Andolsun, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların en aşağısına düşürdük. Ancak iman edip salih amel işleyenler başka. İşte onlar için büyük bir mükâfat vardır." (Tin Suresi, 4-6)
"Gerçek şu ki, (insan) Rabbine karşı şahitlik eden bir şuur ile yaratılmıştır." (Kıyamet Suresi, 2)
"Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız (anlarsınız.)" (Şuara Suresi, 113)
"Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman ediyorsanız, onu Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman edenlerden olmak üzere Allah'a ve Resûlüne arz edin. Bu, daha hayırlı ve sonuç itibariyle daha güzeldir." (Nisa Suresi, 59)
Bu ayetler, insanların göklerde ve yerdeki Allah'ın ayetlerini gözlemleyip düşünmeleri gerektiğini belirtir.
Farkındalık, şu anda var olana, yani düşüncelerinize, duygularınıza, hislerinize ve bedeninizin duyumlarına yargılamadan dikkat etmenizi ve bunların farkında olmanızı ifade eder.
Farkındalık; yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla, dikkatinizi toplayabilmektir.
Farkındalık zihnimiz geçmişe ya da geleceğe yolculuklar yaptığında, şimdi ve buradaki yaşantımıza dönmeyi hatırlamaktır. Zihnimizin gözü ile geçmişi ya da geleceği seyrediyorsak bu gerçek gözlerimizle gördüklerimizi fark etme şansını yitirdiğimiz anlamına gelir. Böylece şimdiki deneyimlerimiz elimizden kaçıp gider ve o anda var olmayan yaşantılara ait üzüntüler, endişeler ve korkularla karşı karşıya geliriz. Farkındalık, zihnimizin böyle gezintiler yaptığını fark ettiğimizde, şimdiki yaşantımızı tekrar yakalamamıza yardım edecek bir araçtır. Yapmanız gereken zihninizin her gezintiye çıktığında dikkatinizi tekrar “şimdi ve burada”ya yöneltmektir.
Önemi: Farkındalık, stres ve kaygıyı azaltmaya, duygusal dengeyi korumaya, konsantrasyonu ve hafızayı geliştirmeye, daha iyi ilişkiler kurmaya ve genel olarak daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürmeye yardımcı olabilir.
Kur'an'da Denge ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır. İşte bazı örnekler:
“Rahman Kur’ân’ı öğretti. İnsanı yarattı, ona konuşmayı öğretti. Güneş ve Ay bir hesap ile hareket ederler. Yıldızlar ve bitkiler hep secdededirler. Göğü bu âhenkle O yükseltti ve bu mîzânı (ölçüyü, dengeyi) koydu ki, siz de ders alıp ölçü dışına taşmayasınız. Öyleyse siz de tartıyı adaletle yapın, sakın teraziyi, dengeyi aksatmayın!” (Rahman Suresi, 1-9)
Bu ayetler, insanın yaratılış gayesine dair farkındalığı artırmayı, dünyanın düzen ve denge içinde yaratıldığını anlamayı ve bu bilinçle hareket etmeyi vurgulamaktadır. Aynı zamanda Kur'an, insanları düşünmeye ve anlamaya teşvik ettiğini, Allah'ın ayetlerini fark edip üzerinde düşünmenin önemini vurgular. İnsanların bu ayetler aracılığıyla kendilerini ve çevrelerini anlamaya çalışmaları, Allah'ın varlığına ve birliğine daha derin bir şekilde inanmaları için rehberlik eder.
Denge hayatımızı şekillendiren ve bizim varoluş amacımızı idrak etmemizi sağlayan temel disiplindir.
DENGE
Duygusal dalgalanmalara karşı dirençli olabilme ve stres altında sakin kalabilme yeteneğidir. Önemli olanda hayatın içinde duygusallığın etki ve tesirinde kalmadan aklı da devreye alarak karar verebilme ve davranış sergileyebilmedir. Denge, nefsin yıkıcı etkisi karşısında aklın dengeyi koruyarak ruhumuzdan aldığımız güç ile olması gerektiği gibi duruş sergileyebilmektir.
Önemi: Denge, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için önemlidir. Fiziksel denge, düşme ve yaralanma riskini azaltır. Zihinsel denge ise strese daha iyi başa çıkmamızı ve daha mutlu bir yaşam sürmemizi sağlar. Önemli olan, karşılaştığımız her sorun ve problemin bizim geliştirmemiz gereken bir yönümüzü iyileştirmek için önümüze çıktığının farkına varmaktır. Hayatın içindeki dengeyi sadece başarılarımız, mutluluklarımız, sevinçlerimiz ve elde ettiğimiz kazançlar olarak değil bunların zıttı olan başarısızlık, mutsuzluk, hüzün ve zararlar karşısında hayatın bize ne öğretmek istediğini, hangi yönlerimizi geliştirmemiz ve dengelememiz gerektiğini doğru okuyabildiğimiz ölçüde dengede olacağız.
Unutmayalım ki hayat zıtlıklarla birlikte anlaşılabilmekte ve anlam kazanabilmektedir. Şöyle bir şey örnekten hareket edelim. En sevdiğimiz besin türü diyelim ki bal olsun. Bir yemek masasında bütün besinlerin bal olduğunu ve sadece onu yediğinizi düşünsenize, böyle bir yemek yeme şekli hem metabolizmamızın dengesini bozar, hem de damak tadımızın sadece baldan beslenerek ona karşı isteksizlik duygusunu da zamanla beraberinde getirir. Ama sofrada hem acı, hem tuzlu, hem ekşi, hem tatlı hem de farklı besin türleri olduğunda ve hepsinden beslendiğimizde o zaman hem hepsinden tat olarak dengeli bir doyum gerçekleştirmiş hem de sağlık açısından vücudumuzun alması gereken gıdalardan beslenmiş oluruz.
Bu da besin değerlerini dengeli olarak vücudumuza aldığımızı gösterir. Hayatımızda ki olayları da bu şekilde değerlendirebiliriz. Sürekli aynı şeyi yaşıyor olmak bir zaman sonra yaşadığımız aynı şeye karşı duyarsızlaşacağımız ve ondan sıkılacağımız duygusunu da beraberinde getirir. Yanı olumlu ve pozitif olayları sürekli yaşamak ve bunun dışında olumsuz ve negatif bir şeyi yaşamayı reddetmek ve kabul etmemek insan doğasının gelişimine de aykırı olan bir durumdur. Kısaca eşyanın tabiatına aykırıdır. Çünkü hayat zıtlıklarla dengelenir, güzelleşir, anlamlı hale gelir ve insanın gelişimine de hizmet eder.
Sofra örneğindeki dengeli beslenmek gibi hayatın içinde de yaşadığımız acı, tatlı, hüzünlü, neşeli duyguları ve olayları tatmak ve deneyimlemek farkındalığımızı artırmakla birlikte dengeli olmamızı da sağlamaktadır.
Hazırlayan: CEM Vakfı Genel Başkanı Ahmet Rasim Tükek
CEM Vakfı İnsan Kaynakları Sorumlusu Tuncay Salan
Alevîlik, Muhammed Ali’nin kurduğu bir yoldur. Bu yola ancak akla karayı, doğru ile yanlışı, hak ile ...
DevamAlevilere yüzyıllarca “Rafizi”, “Kızılbaş” dendi. Daha doğrusu Hz. Ali’yi sevenlere “Dinden çıkmış, ...
Devam13. asırda büyük bir karanlık içindedir. İnsanların kazıklara oturtulduğu engizisyon mahkemelerinin ...
DevamHayat denilen yolculuk -doğumdan ölüme- göz açıp kapayıncaya kadar çabucak geçmektedir. Kişi son nef ...
DevamTüm mesele; “Işık mı karanlığı boğacak; yoksa karanlık mı ışığı boğacak?” Eğer ışık karanlığı boğabi ...
Devam