alevi islam logo
alevi islam logo

ALEVÎLİK MUHAMMED ALİ’NİN KURDUĞU YOLDUR

13.11.2024

Alevîlik, Muhammed Ali’nin kurduğu bir yoldur. Bu yola ancak akla karayı, doğru ile yanlışı, hak ile bâtılı, zâlim ile mazlûmu, ham ile olgunu, nefis ile nefesi ayırt edebilenler girebilir.

Pir Sultan Abdal’ın deyişinde anlattığı üzere bu yola yürüyüp İmâm Ali’nin velâyet sırrına erenler, Allah’ın birliği (tevhîd) ve Hazreti Muhammed’in Peygamberliği (nübüvvet) hakîkatlerini sadece dilden söyleyenler değil, gönülden de görenlerdir.

Dilden söylemekle gönülden söylemek arasındaki fark; akla kara arasındaki fark kadardır. Hakîkati dilden söyleyenler, imânlarını her an şeytana çaldırma/kaptırma, nefis ve şeytana uyma tehlikesiyle karşı karşıya iken, gönülden söyleyenler; Ali gibi nefis ve şeytanla giriştikleri savaşta gâlip gelmişlerdir.

Esedullâhi’l-Gâlib (Allah’ın Gâlip Arslanı) olmuşlardır. Arsıza, hırsıza, yolsuza yakalarını kaptırmazlar. Muhânete gönül vermezler, mala mülke, makama mevkîye, dünya ve saltanata değer vermezler. Bu dünyaya Ali gibi gelir, Veli gibi de giderler.

Alevîlik üç beş kuruşluk dünya menfaati için kırk yıllık eşi, dostu ve akrabasını satanların değil, hicret sırasında düşmanlar evin etrafını çevirince kardeşinin can güvenliği için elbisesini giyip yatağına yatanların yoludur. Harp meydanlarında Zülfikâr’ı çekip kardeşinin canına kast edenlerin canını yakanların yoludur Alevîlik. Müsâhiplik kavline “evet” deyip yol kardeşliğinin hakkını verenlerin yoludur.

Muhammed Ali yoluna yürüyenler can korkusunu yenmişlerdir. İmâm Hüseyin gibi hak, hukuk ve hakikat aşkına “Serim meydânda” diyen canlar, Hallac-ı Mansûr gibi dar ağacına asılsalar da Seyyid Nesîmî gibi derileri yüzülse de, binlercesi yurtlarından sürülse de Yâr’dan ve O’na ikrârdan dönmezler. Zâlimlere, despotlara, katillere meyil vermezler. İnsan-ı kâmili, mürşid-i kâmili tanımışlardır bir kere, nefsinin esiri, şeytanın kölesi haramzâdelere kulak vermezler.

Erenler sohbet ve nefesleriyle tâlipleri cemde pişirirler. Birlik meydânında, tevhîd çektirerek, yukarıda sıralanan kötü amelleri dışarı atarlar. Onların çekip çevirmesine, çağırıp yönlendirmesine teslim olan cânlar, kalmış işlerini Hakk’a yetirirler. Yani Hakk için ceme otururlar, Hakk için kalkarlar. Hakk için konuşur ve Hakk için susarlar.

Erenler meydânında alıp verdikleri her bir nefeste Hallac’ın “Ene’l-Hakk” sırrına bir adım atarlar. Tadını, lezzetini aldıkları ve gönülden ikrâr verdikleri bu yoldan “ölmek vardır ama dönmek yoktur”.

Birlik meydâdının mihmânı (misafiri) Hakk Teâlâ olmuştur. Dilden dile, nefesten nefese, gönülden gönüle yankılanan “Allah Allah” sesleri Hakk’ın kalplere mihmân olduğunun ilanıdır. Gönlünü yezîdî emellere kaptırmış talihsiz Mervânların bu meydânda yeri yoktur. Onlar bu durakta eğleşemezler. Çünkü gönül ve kalpleri çürüktür. Allah’ın mihmân olmadığı bir gönül harabedir, yıkıktır.

Erenler meydânında, özellikle Muhammed Ali kardeşliğinin bir kere daha şuuruna varılan ve onlar gibi olunan müsâhiplik ceminde sırtına kefenini giyen canlar, “ölmeden önce ölme, hesâba çekilmeden önce hesâba çekilme” halini yaşarlar.

Artık küfür imâna, gümân (şüphe) ise itminâna (tam imâna) dönüşmüştür. Bu manevî halleri yaşayan tâlipler âhiret, sırât, mizân korkusunu da yüreklerinden atmışlardır. Çünkü cemde, hesâba çekilmeden önce hesâba çekilmiş, görgü ceminde yıllık suâllere cevap vermişlerdir. Ceme katılan bütün canlardan rızâlık ve helâlliklerini alıp, rızâ lokmasını yiyebilmişlerdir.

YÜRÜYEBİLENE, VARABİLENE, ERENLER KATARINA KARIŞABİLENE AŞK OLSUN!

BENLİKTEN GEÇİP, HAKK’IN ULU DİVANINDA DURABİLENLERE AŞK OLSUN!

ERENLERİN SOFRASINDA RIZÂ LOKMASINI YİYEBİLENLERE AŞK OLSUN!

GERÇEĞE HÜÜ, MÜ’MİNE YÂ ALİ…

 

Muhammed Ali’nin kurduğu yoldur

Ak üstünde kara seçebilirsen

İ’tikadı dilden söyleyen dildir

 

Ali’nin sırrına erebilirsen

Erenler seni ceme katarlar

Kötü amellerin taşra atarlar

Bir gün yularından çeküb tutarlar

 

Çektikleri yere varabilirsen

Erenler seni ol ceme getürür

Kalmış işlerini Hakk’a yetürür

 

Gördün mü Hak anda mihmân oturur

Mihmân gözü ile görebilirsen

Aslı Mervan olan katara gelmez

Küfrü imân eden âşıklar ölmez

 

Mü’minin suâli ahrete kalmaz

Dünyada suâlin verebilirsen

Pir Sultan Abdal’ım eller men’olur

Dört kapudan bir gün birden yol olur

Dünyada ahiret doğru yol olur

Verdiğin ikrârda durabilirsen

 

ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI 

HAFTALIK CEM SOHBETLERİ

Kızılbaşlık

Kızılbaşlık

Alevilere yüzyıllarca “Rafizi”, “Kızılbaş” dendi. Daha doğrusu Hz. Ali’yi sevenlere “Dinden çıkmış, ...

Devam
SAMİMİYET

SAMİMİYET

Sevgili canlar, cümlenize aşk ve muhabbetlerimi sunarım. Hepiniz hoş geldiniz. Yapacağımız ibadetler ...

Devam
ALEVİLİK, ATATÜRK VE CUMHURİYET

ALEVİLİK, ATATÜRK VE CUMHURİYET

13. asırda büyük bir karanlık içindedir. İnsanların kazıklara oturtulduğu engizisyon mahkemelerinin ...

Devam
ALEVÎLİK ALLAH AŞKIYLA YAŞAMAKTIR

ALEVÎLİK ALLAH AŞKIYLA YAŞAMAKTIR

Hayat denilen yolculuk -doğumdan ölüme- göz açıp kapayıncaya kadar çabucak geçmektedir. Kişi son nef ...

Devam
IŞIK KARANLIĞI BOĞABİLECEK Mİ?

IŞIK KARANLIĞI BOĞABİLECEK Mİ?

Tüm mesele; “Işık mı karanlığı boğacak; yoksa karanlık mı ışığı boğacak?” Eğer ışık karanlığı boğabi ...

Devam
YAŞAMAK

YAŞAMAK

İnsanca yaşamak, Onurlu ve Şerefli olanların vazgeçilmez ilkesidir. İnsanca Yaşamak demek sadece yem ...

Devam
""
Top