alevi islam logo
alevi islam logo
Muharrem Sohbetleri 2. Gün

Muharrem Sohbetleri 2. Gün

08.07.2024

 

Sevgili canlar, hepiniz hoş geldiniz. Hak olan niyetlerimizin oruçlarımızın kabulü için Allah’a niyaz eder, cümlenize saygılarımı ve muhabbetlerimi sunarım. Muharrem ayındayız bu ayda oruç tutuyoruz ama orucun yanında da matem yaşıyoruz yani bir yanımızda nefsimizin terbiyesi, bir yanımızda aklımızın terbiyesi var.  Orucun bir yanı nefsimizin terbiyesi, irademizin güçlenmesi için ve bir yanı da Hazreti İmam Hüseyin'in şahadeti ve matemi içindir. Yani hem oruç var hem de matem var.

Muharremin sözlük anlamı: “Haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulandır”. Muharrem ayı, hacıların uzaktan geldikleri memleketlerine güven içerisinde dönmelerinin temini için haram aylar kapsamındadır. Sevgili canlar, şu an muharrem ayındayız, haram anlamına geliyor, haram ay. Kâbe’nin bir adı daha vardır, Mescid-i Haram denir. Ne demek Mescid-i Haram? Mescid-i Haram deyince negatif anlayanlar oluyor. Aslında negatif değil, haramın girmediği mescit demektir. Muharrem ayı haram aylardan biridir dedik,  yani yasak ay derken savaşmanın yasak olduğu, kan dökmenin yasak olduğu aydan bahsediyoruz. Kur’an’ı Kerim’de kameri ay takviminde haram kılınan dört tane ay var. Bunların adı şöyle: Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıdır. Bu dört haram ayda savaş ve kan dökmek yasaktır. Bu Allah’ın emri ve Kur’an’ı Kerim’de ayet ile bildirilmektedir. Kur’an’ı Kerim’de haram aylarla alakalı ayetler gelmiştir. Ayeti kerimede:

“Doğrusu, Allah katında ayların sayısı on iki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında (böyle yazılmıştır). Bunlardan dördü haram aylardır. Bu da doğru olan dinin hükmüdür. Bu sebeple bunlar hakkında nefislerinize haksızlık yapmayınız. Müşrikler size karşı topyekûn savaştıklarında siz de onlara karşılık veriniz.” ( Tevbe 36)

Haram ay yani kan dökmenin haram olduğu, savaşın haram olduğu Cenabı Allah tarafından Peygamber'e tebliğ ediliyor. Hz. Hüseyin’in şehit edildiği ay Muharrem ayıdır. Bizim takvimimize göre yılbaşı olduğu zaman ocak ayına giriyoruz, Muharremde  hicretin ilk ayı ve yılbaşı olarak kutlanıyor. Hz. Muhammed’in hicretinden 61 yıl sonra Hz. Hüseyin şehit olmuş ve yılın ilk ayı olan Muharrem artık bir kutlama değil matem ayı olmuştur. Biz Muharrem ayında matem yaşamaktayız kimin matemini yaşıyoruz? Hz. Peygamber'in torunun… Peygamber sadece bizim peygamberimiz mi? Tüm Müslümanların peygamberi değil mi? Muhammed Mustafa sadece Alevilerin mi peygamberi? Sadece Aleviler için mi Hz. Hüseyin Peygamber'in torunu? Bu soruların cevabını Hz. Hüseyin’in şehit olduğu ay yani Muharrem geldiğinde herkes görmektedir.

“Her gün Aşura her yer Kerbela”

“Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, de ki: "o ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, o'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır.” (Bakara 217)

 

 Şimdi sevgili canlar, adam öldürmek mi daha büyük bir günahtır, yoksa bozgunculuk yapmak, fitne fesat yapmak mı? 

" Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir günahtır.”(Bakara 217) Diyor Kuran’ı Kerim

 Eğer fesatlık olmasa, fitne olmasa cana kıymak olur mu? Fitne, baskı, bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük günahtır.

“Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür.” (Bakara 217)

 Cenab-ı Allah uyarıyor diyor ki: Fitne yapmayın, fesat çıkarmayın, halkı bölmeyin bunu yaparsanız siz cana kıymaktan daha büyük günah işlersiniz. Allah fesatçılara, fitne yapanlara fırsat vermesin inşallah. Yine başka ayette:

“Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz.” ( Tevbe 37)

Yani bu ayda saygıyı, savaşmamayı, kan dökmemeyi bizzat Yüce Rabb’imiz insanlığa emretmiştir. Emir çiğnenmiş, Hz. Resullulah’ın torunu ile birlikte Kerbela’da mahşer yaşanmıştır. Peygamber'in torununun mübarek başını bedeninden ayırmışlardır. Hz. Muhammed’i ve onun torununu sevenlerinin matem tuttuğu bu ayda Allah bizleri onların yolundan ayırmasın, hak olan niyetlerimizi kabul etsin.

Hac kameri aya göre Zilhicce ayında yapılır. Şu an haccın süresi yaklaşık 10 gün sürmektedir. Peki, Kur’an ne diyor. “Hac bilinen aylardadır” (Bakara 197) Bunun anlamı haram aylarda hac görevi yapılır: Recep, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ayı. Şimdi Zilhiccenin 9-10’nda hac vardı 20 gün sonra ne geldi muharrem ayı geldi, herkesin hac görevi yaptığı dönemde Hz. İmam Hüseyin Mekke’ye gidiyor. Diyor ki; “Yezit saltanat kuracak ve zulmedecek buna ses çıkarın.”  Onlarda diyor ki “Ya Hüseyin haklısın doğrusun da bizim gücümüz yetmez ki, biz işimize bakalım gücümüze bakalım ibadetimizi yapalım bilgi edinelim Kur’an okuyalım.”

Düşünün bir toplumda zulüm var, zulmün olduğu bir yerde sessiz kalıp sadece ibadet yaparak Allah’ın dini doğru yaşanır mı? Peygamber Efendi'mizin en çok sevdiği sahabelerden Ebu Zer Gıffari, Muaviye saray yaptırıyor, gidiyor Muaviye’ye “Bu sarayı kendi paran ile yaptıysan israf, halkın parası ile yaptıysan haramdır.” demiştir. Yine Ebu Zer Gıffari bir sözünde “Bir yerde aç insanlar varsa şaşarım kılıç alıp hakkını aramayanlara. Aç insanın zenginde hakkı vardır.” Diyor. Çünkü Allah adaleti emretmiştir, adalet ile davranın diye emir etmiştir.

“Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının.” (Bakara, 197)

Sevgili canlar, Yüce Yaradan “Azık edinin” diyor. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli, nedir?  Azığın en güzeli, takvadır. Azık nedir yolluktur değil mi. Yolluk nedir yola çıkarken yanımıza aldığımız yiyeceğin adıdır. Hani türbeye gidilince örneğin; Abdal Musa’ya, Düzgün Baba’ya ne yapılıyor herkes yanına azığını alıyor niye? Yolda yemek için. Buradan Antalya’ya, Tunceli’ye azık alıyoruz da ahirete azığınız var mı? Buradan İstanbul’a azık alıyorsunuz değil mi? Peki ahiret için sizin azığınız ne? Yüce Rabbimiz, “hepiniz öleceksiniz ve azık edinin” diye buyuruyor. “Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takva yani ahlak sahibidir.”

Sevgili canlar, insanlarımızın bir kısmı Muharrem orucuna gerektiği önemi vermemektedirler. Hz. İmam Hüseyin için matem yaşamamaktadırlar. İnancının değerlerini yaşamayanlar inancının sadece adını taşımaktadırlar. O adı şapka yapıp taşımak özünde kimseyi kurtuluşa erdirmez ve Hakk'a götürmez. İnancımızın kurallarına sımsıkı bağlı olup yönümüzü hakka çevirip hak olanı yaşayan ulularımızın izinden yürüdüğümüzde taşıdığımız isime layık olabiliriz. Matem olan bu ayda her türlü eğlenceden uzak durmalıyız. Tüm nefsani hallerimizden sıyrılıp Hz. Hüseyin’in duruşunu kendimize rehber edinip tefekkür edip halimizi düzeltmeliyiz. Azığımızı bu dünyada hazırlayıp yüzümüz ak gönlümüz pak ulu divana çıkmayı Allah nasip eylesin.

 

Bu yıl orucun daha geç açıldığı zamandayız. Oruç ile kendimizi kontrol altına alıp bu kontrolü tüm hayatımıza yayıp erdemli takvalı bir yaşam sürmeliyiz. Mazlum ve Masum Hz. İmam Hüseyin’in şehadetinin matemini yaşayarak Hak olanı ayakta tutmak pahasına serinden geçtiğini görüp her daim hakkı gerçeği yaşamalıyız. Hz. Hüseyin’in duruşunu unutmayıp özümüz ile gönlümüz ile ona bağlılığımızı tekrarlamalıyız. Matem bunu hatırlamanın ve uygulamanın adı oruç ise bedenimize hak bir hiza çekmenin adıdır. Oruçlu biri yalan söylemez, dedikodu yapmaz, haram yemez, iftira etmez, zanda bulunmaz.

Kur’anı Kerimde ; “Ey inananlar, zandan tümüyle sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Elbette ondan iğrenirsiniz. Allah'ı dinleyin. Allah tevbeleri kabul edendir, Rahimdir.” ( Hucurat 12) Dedikodu yapanın ağzında ölü kardeşinin etini yediğini gören kişi dedikodu yapamaz. Erenlerimiz, pirlerimiz bizlere kötü olan her şeyden uzak olun demiş daima iyiliği, güzelliği telkin etmişlerdir.

Pirimiz Hz. İmam Ali: "Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma.” diye buyurmuşlardır.

İşte eren evliya dedikodu yapmıyor, kötü olan hiçbir şeye el sürmüyor, emretmiyor. Daima iyiliği daima doğruluğu emrediyor. Dedikodu yapanların ağzında et yediğini gören biri dedikodu yapabilir mi? Dedikodu yapabilir mi? Yapamaz. Allah doğrulukla, samimiyetle oruç tutmayı nasip etsin. Bu ayda oruç tutmak ve matem yaşamak da hayırlı bir azıktır. Allah o azığımızı o matemimizi huzurunda elimizi boş yüzümüzü kara etmesin inşallah.

 “Dua, ibadet her temiz kişinin Allah’a yaklaşmasıdır. (Yani ibadet temiz kişinin Allah'a yaklaşmasıdır.) Her şeyin zekâtı vardır; bedenin zekâtı oruçtur.

Nice oruçlu vardır ki orucundan elde ettiği ancak açlıktır, susuzluktur. Nice geceleri ibadetle geçiren vardır ki o kulluktan elde ettiği şey, uykusuzluktur, yorgunluktur. Ne mutlu aklı başında olan ariflerin uykusu ve yemesi.”

 

Bir gün Hz. Peygamber oturuyor. Oruç zamanı çağırıyor birisini diyor ki:

-Karpuz getir kesip yiyelim.

-Ya Muhammed biz oruçlu değil miydik? Başka birisine söylüyor diyor

-Karpuz getir kesip yiyelim.

-Ya Muhammed oruçlu değil miydik?

-Ya Ali getir karpuzu kesip yiyelim diyor. Getiriyor Hz. Ali karpuzu kesip yiyorlar.

-Ya Muhammed oruçlu değil miydik?

-Evet oruçluyduk.

-Orucumuzu bozduk.

-Müminin orucu, yılın 365 günüdür. 

Bozulur mu? Bozulmaz. Bir eren olan Işık Ruhan, şunu söylüyor. Diyor ki: “Orucu mideye giren şey bozmaz” Peki ne bozar? Ağızdan çıkan şey bozar. Ağızdan ne çıkar? Birisine iftira ettin oruç bozulur. Küfrettin, hakaret ettin orucun bozulur. Haram yedin, gıybet ettin orucun bozulur.

Yüce Rabb'imiz aslına uygun oruç ve ibadet etmemizi nasip eylesin ve emeklerimizi zayi etmesin. Başka bir ayette:

“De ki: size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? (Kehf 103)

“Dünya hayatında, çalışmaları boşa gitmiştir, oysa onlar güzel iş yaptıklarını sanıyorlardı. Oysa onlar güzel amel işlediklerini sanıyorlardı bütün yaptıkları boşa gitti.” (Kehf 104)

“Ey insanlar! Sizler, Allah’a muhtaç fakirlersiniz.  Ve Allah ki, o; Gani’dir (zengin, ihtiyacı olmayan), Hamid’dir (hamd edilen). Sizler fakirsiniz”(Fatır 15) diyor.

Bizim erenlerin isimlerine bakın: Virani, Hatayi, Noksani, Sefil Mehmet, hep böyle eksiklik, noksanlık bildiren isimler koymuşlar niye? Çünkü Allah’ın kim o yüceliğini, ganiliğini, azametini fark etmiş, kim daha derine inmişse O’nun karşısında kendi noksanlığını kendi fakirliğinin daha çok farkına varmıştır. Onun için fark etmişler, nefsine yenilmemişler nefsini Hak bir irade altına almışlardır. Allah nefsimizi Hakk’ın emrine almamızı nasip etsin. Kötü nefsimize uymayı değil; nefsimizi, kendimizi Hak olana uydurmamızı nasip etsin.

 

Eylen yolcum eylen bir su vereyim
Susuz çöller aşmadın mı yaralı
Hüseyin cemali vardır yüzünde
Beni mahrum etme dost yollarından şah yollarından

Bende ayrı düştüm sevdiklerimden
Ok yedim zamane yezitlerinden
Dileğim var Kerbela’nın gülünden
Beni mahrum etme dost yollarından şah yollarından

Sensin Zeynel canım Kâbe dediğim
Sana gelen oklar sinemi deldi
Bak bende susuzum o günden beri
Beni mahrum etme dost yollarından şah yollarından

 

Hz. İmam Ali’ye iman konusunda soru sorarlar:

“İman, gönülle tanımak, dil ile ikrar etmek, aza ile de kullukta bulunmaktır.” der

Bedenin secdesi, yüzün en şerefli yerlerini toprağa koymaktır. Bu yerler: eller, dizler, ayaklar, alın ve burundur. Gönül secdesiyle geçici şeyleri gönülden çıkarmak, varlığa yok olmayacak şeylere tam bir himmetle yönelmek, ululuğu ve benliği bırakmak, dünya bağlarını kesmek, peygamberlik huylarıyla huylanmaktır. Velhasıl nedir Hz. Peygamber'in en büyük sünneti, takva yani ahlaktır.

Bedenin orucu, irade ve ihtiyatla azaptan korkup sevaba girmeyi, ecre nail olmayı dileyerek yemekten kesilmektir. Nefsin orucu, beş duyuyu öbür suçlardan çekmek, kalbi de bütün şer sebeplerinden ayırmaktır. Hz. Ali şöyle diyor:

Kalbin orucu, dil orucundan, dilin orucu karnın orucundan hayırlıdır.”

Oruç tutmak farzdır, yani Cenab-ı Allah’ın emridir ama orucu tam anlamıyla, layıkıyla tutmak kişiyi hedefe götürür, menzile götürür.

Oruç tutmak Allah’ın emridir, bir anlamda arınmak temizlenmektir. Oruç iradenin güçlenmesidir yani takva, korunma orucudur. O zaman oruç Allah'ın emriyse biz oruç tutuyorsak matem yaşamak ne anlama geliyor?

Orucun yanında matem yaşamak da bizlerin gittiği, sürdüğü yolu gösterir. Takva orucu sadece Alevilere değil bütün insanlığa şart, ahlak sadece bizim için değil, bütün insanlık için şarttır. Bu ayda matem yaşamazsanız, Hz. İmam Hüseyin için gözyaşı dökmezseniz, Hz. Muhammed ve onun Ehlibeyti’nin sevgisini yüreğinizde hissetmezseniz onları seviyorum diyebilir misiniz? Biz Ehlibeyt’i seviyoruz deniliyor o halde neden Muharrem'de düğün yapıyorsunuz? Burada bir soru yöneltmek doğru olacaktır o da şudur: Hz. İmam Hüseyin şehit olduğunda kim sevinip eğlence yaptı? Yezid’in taraftarları yaptı. Çok ağır geliyor cevap değil mi?

Hz. Ali’yi şehit ettiler, Hz. Fatıma Ana’mızın kaburgasını kırdılar, Hz. Hasan’a zehir verdiler. Bu ayda bu matemi yaşayamayanın, onları seviyorum demesi ancak lafta, sözde kalır.

Bu ayda matem yaşamak bizlerin Hz. Muhammed’in ve onun sizlere emanet bırakıyorum dediği Kur’an ve Ehlibeyt’e sarılmak demektir. Bu ayda matem yaşamak, Hz. Peygamber’in emanet ettiği Ehlibeyt’i seviyorum demektir. Bu ayda mateminiz yoksa Hz. İmam Hüseyin’in şehadeti bizi ilgilendirmez demektir. Peki, Peygamber'i sevenler onun torununu neden sevmiyor? Hz. peygamber efendimiz:

 “Kim Hasan ve Hüseyin’i severse beni sever, kim de onlara buğz ederse bana buğz eder.” Diye buyurmuştur.

O, Peygamber'imizin biricik kızı iffet ve ismet timsali Fatıma’dan doğmuş sevgili torunlarıdır. O, İslam Peygamber’inin vâsisi, evliyaların şahı Hazreti İmam Ali’nin oğludur. O, Kur’an’da her türlü kötülük ve pisliklerden tertemiz kılındıklarını Allah'ın beyan ettiği Ehlibeyt’in bir üyesidir, o hepimize Peygamber’in tebliğ ücreti olarak sevgisi farz kılınan Peygamber’in yakını, en yakını, ailesi, yavrusudur. O, kardeşi Hazreti Hasan’la birlikte cennet gençlerinin efendisi, o Hazreti Hasan’la birlikte cennetin ziyneti, süsüdür. O, Hazreti Hasan’la birlikte arşın küpesidir. Hazreti Peygamber onun için:

 "Hüseyin benden, ben Hüseyin’denim. Kim Hüseyin’i severse Allah da onu sever." Buyurmuştur. "Kızım Fatıma’nın oğullarıdır. Allah'ım, ben onları seviyorum, sen de onları sev; onları sevenleri de sev." Diye Peygamber Efend'imiz dua etmiştir.

O ve kardeşi Hazreti Hasan için Hazreti Peygamber:

 "Bu oğullarım dünyada benim en güzel kokan çiçeklerimdir." buyurmuştur.

Evet, o tertemiz bir çiçek, o cennet ziyneti, arşın küpesi, Peygamber'imizin yavrusudur. O, Kur’an’ın indiği, sünnetin yaşandığı evin oğludur. O, iyiliği, doğruluğu, dürüstlüğü, temizliği, adaleti, hürriyeti, cömertliği ve mertliği temsil ediyor Hz. İmam Hüseyin. Eğer burada hüznünüz, mateminiz ve gözyaşınız yoksa sizler ne peygamberi seviyorsunuzdur ne de peygamberin emanet ettiklerine sahip çıkıyorsunuz demektir. 

Kısaca saydığımız bu özelliklerde olan Hz. Hüseyin’in şehit edildiği bir ayda matem yaşamak her İslam dinine mensup kişinin hakkıdır.

Yüce Rabb’imiz azık hazırlayın demiş işte bu en hayırlı azıktır. Biz bu zamanda yas tutarak şunu belirtiyoruz: Hz. Hüseyin tarafındayız, o dönemde olsaydık yine onun yanında olur canımızı verirdik, bu dönem de ise tarafımızı belli ediyor ve yas tutuyoruz.

Yaşadığımız matemin Hz. İmam Hüseyin’e ne faydası var ne zararı var, ne onu olduğu makamdan yukarı çıkarır, ne aşağı indirir. Ama bizim onun duruşuna muhtaçlığımız vardır. Hangi ana hangi baba yavrusunun Hakk için kucağında şehit olmasına dayanabilir? Hz. İmam Hüseyin Hakk için evladından da vazgeçiyor, ailesinden vazgeçiyor, nefsinden vazgeçiyor.

Yüce Rabb’imiz iradesine hâkim olup, oruç tutup, yalan söylemeyip, dedikodu etmeyip, hakaret etmeyip, aklını, düşüncelerini temizleyip, temiz ve güçlü bir şekilde oruç tutanların orucunu kabul eylesin.

 

 

 

Hakk’a teslim olup darına duran

Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

Hakla batılı kanıyla ayıran

Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

 

Cümle erenlerin sen oldun piri

Sana uymayanlar olur Yezidi

Davanı anlamaz şaşkın cahili

Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

 

Söz verip de cayan ölümden korkan

Küfelidir şahı yalnız bırakan

Hak edenler şahla birlikte olan

Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

 

Muharrem ayında yas tutar canlar

Şah Hüseyin evlatlarını anar

Zakir ‘im ağlarım yüreğim yanar

Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

 

HAFTALIK CEM SOHBETLERİ

3 Sünnet 7 Farz (2.Bölüm)

3 Sünnet 7 Farz (2.Bölüm)

1- Farz: ‘’Dosta Dost Olmak’’ Yol içinde olanlarla yoldaş olmaktır. Alevi inancının gerekliliklerini ...

Devam
3 Sünnet 7 Farz (1.Bölüm)

3 Sünnet 7 Farz (1.Bölüm)

3 SÜNNET 7 FARZ (1. BÖLÜM) 3 Sünnet 7 Farz, 4 Kapı 40 Makam, 12 İşlek… Bu kurallar bütünü Alevi – Kı ...

Devam
ALEVÎLİK MUHAMMED ALİ’NİN KURDUĞU YOLDUR

ALEVÎLİK MUHAMMED ALİ’NİN KURDUĞU YOLDUR

Alevîlik, Muhammed Ali’nin kurduğu bir yoldur. Bu yola ancak akla karayı, doğru ile yanlışı, hak ile ...

Devam
Kızılbaşlık

Kızılbaşlık

Alevilere yüzyıllarca “Rafizi”, “Kızılbaş” dendi. Daha doğrusu Hz. Ali’yi sevenlere “Dinden çıkmış, ...

Devam
SAMİMİYET

SAMİMİYET

Sevgili canlar, cümlenize aşk ve muhabbetlerimi sunarım. Hepiniz hoş geldiniz. Yapacağımız ibadetler ...

Devam
ALEVİLİK, ATATÜRK VE CUMHURİYET

ALEVİLİK, ATATÜRK VE CUMHURİYET

13. asırda büyük bir karanlık içindedir. İnsanların kazıklara oturtulduğu engizisyon mahkemelerinin ...

Devam
""
Top