Güzel Yunus'un belirttiği gibi “ İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir ” bu ifadelere anlam katarak gelin kendimize bir yolculuk yapalım, tanıyalım ve birazcık bu sözleri anlamlandıralım.
Yüce yaratanın bizlere biçtiği ölümün nerede, ne zaman, ne şekilde geleceği meçhuldür. Onun için “ölmeden evveli ölmek “ sırrına kulun vakıf olabilmesi için kendisini tefekkür noktasında genişletmesi ve her daim Rabbini zikrederek, niyaz ederek kavuşmaya da hazır olması gereklidir. Son nefes gelmeden evveli nefsimizi aşama aşama terbiye etmemiz gereklidir.
Asıl ölüm “ Mevlana’nın belirttiği gibi tasavvufi bir terbiye ile aşama aşama gerçekleşen bir ölümdür.”
Uykudan uyanmaktır ölüm, kendini bilmektir ölüm, ölmeden önce ölmeye giden kulun aslında bu dünyadan uzaklaşmak değildir niyeti, asıl amacı bu dünyada hakikati yakalamasıdır. Uyuyanları bir uykudan uyandırmaktır ölüm, tüm nefsi arzulardan geçici dünya hayatından uzak kalmaktır ölüm, Yaratana kavuşmaktır ölüm, yeni bir doğumun sancısıdır ölüm, yok oluş değildir bir boyuta geçiştir aslında ölüm.
1)Peki nedir Alevilikte ölmeden evveli ölmek anlayışı?
Aleviliğin temel ilkelerinin en önemli unsurlarından biriside “ölmeden evveli ölmek “ kavramıdır. Bu anlayış kişinin aslında öz benliği ile hesaplaşmadır. Hakkın sırlarına ermesidir talibin, peki talip bu kavrama, bu ilkeye nasıl nail olacak?
Ölmeden evveli ölümsüzleşmek isteyen talip, yolun en başında dört kapı kırk makam ilkesi ile birinci kapı olan şeriat kapısına gelir, daha ham iken gemidedir. İkinci kapı olan tarikat kapısına geldiğinde ise denizdedir, Pir’e mürşide bağlanarak yoldadır. Üçüncü kapı olan marifet kapısına geldiğinde ise halkta Hakk’ı görür. Tanrısal gizlere (sır) erme evresindedir. Dördüncü kapı olan hakikat kapısına ulaştığında insan-ı kâmil mertebesine erer.
Geleneksel Alevilik anlayışında talip, bu kapılara dikkat ederken, modern Aleviliğe geçişle birlikte ne yazık ki uzaklaştı aslında bu unsurlardan. Her talip idrak ve ikrar ile sahip olur bu hakikate, ölmeden önce ölmeyi hedefleyen talip kişi emek ile uğraş ile gelir bu kapılara,
Hz. İSA "İnsan iki defa doğmadan semanın melekûtuna ulaşamaz." demiştir. Burada bahsedilen birinci doğum anadan doğumdur. İkinci doğum ise Pir ve Mürşit nefesi ile doğmaktır. Dört kapı kırk makam ilkesi ile hareket edenler hakikat sırlarına agâh olarak ölmeden önce ölürler.
Kısacası ölmeden önce ölebilmek, asıl olanla burada iken buluşabilmek demektir. Kişinin ( talibin ) nefsini terbiye etmesidir. Yunus Emre’nin bahsettiği gibi “Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil. “
Cem Vakfı
Alevi İslam İnanç Hizmetleri Başkanlığı
Aslan İlhan Dede